Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Gazze savaşının ardından gündeme gelen “uluslararası güvenlik gücü” formülü, Orta Doğu’daki güç rekabetini yeni bir eksene taşıdı. Kahire ile Ankara arasında uzun süredir devam eden temkinli normalleşme süreci, bu kez Gazze merkezli bir çekişmeyle sarsıldı. Diplomatik kaynaklara göre Mısır, Türkiye’nin uluslararası güçte yer alma isteğini “bölgesel dengeyi bozacak bir müdahale” olarak değerlendiriyor.
Kahire yönetimi, Türkiye’nin Filistin dosyasında giderek artan etkinliğini, özellikle de Gazze’nin siyasi ve ekonomik geleceğinde söz sahibi olma girişimlerini “jeopolitik meydan okuma” olarak görüyor. Mısır Dışişleri’ne yakın kaynaklar, “Gazze Mısır’ın ulusal güvenlik çemberinin parçasıdır. Ankara’nın askeri veya siyasi olarak bu alanda yer alması, denklemi tamamen değiştirir.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Türkiye, diplomatik çevrelerde “Filistin halkının güvenliği ve yeniden inşasında yapıcı katkı sunma” argümanını öne çıkarıyor. Ankara, olası uluslararası gücün sadece güvenlik değil, insani yardımların ulaştırılması ve yeniden yapılanma süreçlerinde de rol üstlenmesi gerektiğini savunuyor. Ancak Kahire, bu söylemin “etki alanı genişletme stratejisinin parçası” olduğunu düşünüyor.
Mısır, Türkiye’yi bu denklem dışında tutmak için hem Washington hem de Körfez’deki Arap müttefikleriyle yakın temas yürütüyor. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Kahire’nin tezine destek verirken, bu hattın Türkiye karşısında “diplomatik blok” oluşturduğu konuşuluyor.
Gazze’nin yeniden yapılanma sürecinde Mısır’ın limanları, kara geçişleri ve mühendislik kapasitesi kritik rol oynayacak. Bu nedenle Kahire, bölgeye dair her adımda “tek otorite” konumunu korumak istiyor. Ankara’nın sahadaki etkisi ve Filistin direnişiyle kurduğu siyasi yakınlık ise bu planı zora sokuyor.
Ortadoğu uzmanlarına göre Gazze merkezli bu yeni gerilim, sadece Mısır ve Türkiye arasındaki rekabetin değil, aynı zamanda “kim Filistin’in geleceğini şekillendirecek?” sorusunun da bir yansıması. Direniş cephesine yakın kaynaklar, “Halkın kanı üzerinden yeni nüfuz haritaları çizilmeye çalışılıyor, ancak Gazze kimsenin jeopolitik pazarlık masası değildir.” değerlendirmesiyle sürece tepki gösteriyor.
Diplomasi koridorlarında şimdi herkesin gözü, Washington’un bu denklemde hangi tarafın tezine ağırlık vereceğinde. Çünkü Gazze’nin yeniden inşası kadar, o inşayı kimin yöneteceği de bölgenin geleceğini belirleyecek.
yorumunuz